"Her defasında yıkılışımızın sebebi, benliğimizden kaçarak, Batı'nın taklitçiliğine sığınma sevdamızdır."
"Bunlar, XVII. yüzyıldan başlayarak bizi XX. asrın eşiğine yarı ölü teslim eden üç asırlık yıkılışın taassup zihniyetinden asrın derdine deva çıkarmak iddiasındadırlar. Bunların tedavi usulleri, derdimize deva getirmek şöyle dursun, bilakis hastalığı şiddetlendirmekte ve karşı tarafın uçuruma yürüyüşünü hızlandırmaktadır. Bunların geçen üç asırlık yaraları bağrımızda tekrar tekrar kanatmaktan başka rolü olmayacaktır. Kendilerinde ne gerçek bir din anlayışı, ne felsefe, ne ilim, ne de sevgi var. Kin ile çevrildikleri bir cemaatı asırların gerisine götürmek için çabalıyorlar. Sözde dini neşriyat ve çalışmalarla İslam'ı yeniden canlandırmayı hedef tutan önderleri ise istismarcılar, menfaatçi ve cahil kimselerdir. ."
"Arap taklitçiliği yaratıcı şuuru gölgelediği devirlerde ululuğumuzu kaybettik."
"Başka ellerin kendine hazırladığı kaderden insan bizzat kendi mesuldür."
"Millet ruhunu yapan maariftir. Maarifin düşmesi millet ruhunu yere serer. Maarife değer vermeyiş millet ruhunun yıkılışını hazırlar. "
" “Harf inkılabı yüzlerce yıllık milli kültürle bağları kopardıktan sonra dilin değişmesi üniversite gençliğini orta okul çocuklarının hizasına indirdi.”
“Güzel dilimizi vaktiyle Divan edebiyatının nesircileri kurutuyordu; şimdi onu Dil Kurumu boğazlamaktadır.”
“Batılı kelimelerin hücumu ile renk renk maskeyle örtülmüş yüze benzetilen dilimiz, korkarım ki bu gidişle bir gün, Türkün ruhu ve Türk dilinin esasları ile anlaşılması imkansız hale gelecek ve sonunda Türk dili diye bir millet dilinin varlığı tanınmayacaktır. “
“Daha X. asırda İslam düşüncesinden kovulan felsefe ile beraber sosyal düşüncenin temeli olan tarih şuuru ve sanatta esas olan hayal gücünün yaratıcı aşkı, medresenin tanımadığı, hatta suçladığı değerler halini aldı.”
“Millet ruhu ile bağları kopartılan bir bugünkü okul, millete insan yetiştirmek için değil, fabrikaya usta yetiştirmek için çalışıyor.”
“Bugünkü mektep insanın ruhunu yüceltmek için değil, makineye esir olarak midesinin saltanatını yaşatmak için açılmış kapıdır.”
“Bize bir insan mektebi lazım. Bir mektep ki bizi kendi ruhumuza kavuştursun; her hareketimizin ahlaki değeri olduğunu tanıtsın; hayaya hayran gönüller, insanlığı seven temiz yürekler yetiştirsin; her ferdimizi milletimizin tarihi içinde aratsın; vicdanlarımıza her an Allah’ın huzurunda yaşamayı öğretsin.”
“Biliyoruz ki mektep, öğrenme yeridir. “
“Hayatın çokluğuna nazaran mektepte birlik vardır; hayatın kendi kendisinin dışında oluşuna karşılık mektebin vasfı kendi kendine kavuşmaktır, kendi kendini tanımaktır. Hayatta esas olan hadise yaşamak, mektepte ise tanımaktır. Birincisi dışsallık, ikincisi içsellik ifade eder.”
“Edineceği bilgileri seçmeyip her görüp işittiğini öğrenen insanın bütün bilgileri faydasız ve değersizdir.”
“Muallim , gençlere bilmediklerini öğreten bir nakil değildir.Bu iş kitabın işidir, bilmediklerimiz hep kütüphanelerde bulunmaktadır.”
“Ademoğlunu, beşikten alarak mezara kadar götürüp teslim eden, dünyanın en büyük mesuliyetine sahip insan muallimdir.
Kaderlerimizin hakikatinin işleyicisi, karakterimizin yapıcısı, kalbimizin çevrildiği her yönde kurucusu odur. Fertler gibi nesiller de onun eseridir.”
“Muallime değer verildiği, muallimin hörmet gördüğü ülkede insanlar mesut ve faziletlidir.”
“Yetiştirici elemanlarını hazırlamadan mektep açan, mektepte kemiyyet iddialarını bilgide kemiyyet prensibiyle yarış ettiren zihniyetin ulaştığı akıbet, milli maarifin kabiliyet ve değerini günden güne düşürmek olacaktır. “
“Muallim meselesi, maarif davamızın ana meselesidir. Maarifi yapacak olan muallimdir. Şayet değerlendirilmezse yıkacak olan da o olur.”
“Yetiştirilmeleri uğrunda en ufak bir külfetlerden kaçındığı çocuklarını sokaktan geçen her türlü insanın, vasıtaların, çamurun ve ahlak düşüklüklerinin sinesine fırlatan, küçük çocuğunu verdiği mektebi, kendisini dertten kurtaracak bir sığınak sayan, daha ileriki yıllarda mektepten sade not ve diploma bekleyen, çocuklarının midesiyle giydiğinden başka yavru mesuliyeti bilmeyen, “çocukluk mesleği” iklimine yol açmayan bir cemiyette insan yükselmez büyük ruhlar yetişmez…Çocuklar aramızda ve adeta ayaklar altında, kendi kendine büyüyor, bizden iradeli fedakarlıklar görmeden nebati bir zeminde yetişiyorlar. Fert ve aile olarak, çocuklarımızın sadece maddi hayat şartlarını tedarik için bunalmaktayız. Onlar için ayrılmış dünyamız yok, bir çocuk şehrimiz yok…Üstümüzde bizimkinden geniş bir çocuk ruh dünyasının barındığının farkında değiliz. Bunu bilmediğimiz için çocuklarımızı her an heder etmekteyiz.”
“Ana dilini hakkile bilmeyen, bu dilin inceliklerine ve kaidelerine tam manasile sahip olmayan gençler ne kendi ruhlarına çevrilmek, ne de ruhlarını kainatın sırlarına çevirmek yani ruhbilim ve felsefeyi anlamak yolunda başarı gösteremezler. Zira düşünmek, bir nevi içinden konuşmak demektir. Konuşmasını iyi bilmeyen bu(edebi okumuş!) gençler maalesef düşünemeyeceklerdir.”
Bugünkü okul, manevi kudret kaynağı olmaktan çıkmıştır, sönmüş bir ocak gibidir.”
“Bugün İslam adı cami kapılarından Kabe eşiğine kadar ticaret ve soygunculuk hareketlerine bağlanmış bulunuyor. Müslüman cemaatı berbat ve değersiz bir neşriyat ticaretiyle sahtekar şeyhlerin ve mürşidlerin istismar ve dolandırıcılığına boynunu bağlamıştır. XX. Asırda bile büyücü ve bakıcıyla yanyana çalışırken Kur’an’ı bol bol okudukları halde, Allah’ını arayan bu din adamlarının ihanetini tarih asla affetmeyecektir.”
“Bugün ailenin yapıcı rolü hemen hemen sıfırdır, diyebiliriz. Fakat her şeyi devletten beklemek hakkımızdır. Zira hayatımızın düzen vericisi odur.”
“Sinemanın ahlakımız için bir zehir olmasına rağmen büyük bir ticaret kurumu olması yüzünden gittikçe genişlediğini biliyoruz. Sinemada ruh, yaratıcılığını ve her türlü çalışmasını kaybediyor.”
Türkiye'nin Maarif Dâvası, Nurettin Topçu
Reviewed by Editör
on
Ocak 30, 2019
Rating:
Hiç yorum yok: